(Aşağıda okuyacağınız yazı Salı günü yazılmış ama internet cafe’deki yoğunluk ve sıra yüzünden, postalanamamıştır.)
Merhaba,
Pazar günü program değişip de, çok erken bir saatte yola çıkmaya kalkınca, size söylediğimi gerçekleştiremedim (hani sabah tartılıp, kilomu size yazacak ve ondan sonra baaay diyecektim ya…). İnanın içim içimi yedi, söylediğim bir şeyi yapamayınca acayip huzursuz oluyorum. Tatilimizi geçireceğimiz yere varalı da iki gün oldu ama ben daha burnumu bile dışarı çıkaramadım. Az sonra dışarı çıkıp, bir araştırma yapacağım, bakalım buralarda internete nereden girebilirim diye… Sonra da – başarabilirsem- bu yazıp, flash belleğe attığım yazımı günlüğüme postalıycam..
Biliyor musunuz, bu garip aslında… Hayatımda hiç görmediğim ve muhtemelen de göremeyeceğim insanlara karşı bu sorumluluk duygusu beni heyecanlandırıyor. Eminim ki; dürüst olmayanlar da çoktur bu âlemde… Ama bu “mış gibi yapanlar”ın yanında, son derece içten olanlar da var ve benim burada olma sebebim de onlar zaten. O kadar içtenler ki yazılarında, aralarına katılmak arzumun önüne geçemedim… ve şimdi, çocukları evde bırakıp, koşa koşa internet cafeye gidip gelmek (daha önce de hiç gitmedim üstelik)
zorunda hissetmem de bu dürüst ve içten blogger arkadaşlar için…
Arkadaşlar, artık sadede geliyorum: Pazar sabahı, yola çıkmadan tartıldığımda, tam
98.1 kg. (yazıyla doksan sekiz nokta bir kilogram) geldim!!! Pazartesi itibariyle diyetim başlamış bulunmaktadır ama henüz spor ile müşerref olamadım…
Raporumu göndermeye, fırsat bulursam devam edeceğim… Şimdilik hepinize mutlu günler diliyorum…