Ama cumartesi midem, pazar ise başım çok kötüydü. Ardından pazartesi, salı da midemin ağrısı devam etti. Bu şikayetlerim beslenme düzenimden değil, son dönemdeki iş stresimden kaynaklanıyor. Bir kez daha anladım ki; keyfim yerindeyse, taş yesem midem 'bana mısın' demiyor... Ama stresli bir durum söz konusu ise, su içerken yakarak geçiyor maalesef...
Çarşamba 5 günlük detoksun ardından, normal beslenme düzenine geçtim. Tartılmıyorum. Her ayın 4'ünü belirlemiştim "tartı günü" olarak... Kıyafetlerim ve tepkiler asıl ölçütüm..
Spor konusunda kendime vadettiklerimi 2 gündür kısmen yerine getirebiliyorum.. Yüzme, denizin müsaade etmemesi sebebiyle gerçekleşemedi :(( Sabah 6.30'da kalkıp yürüyüşe çıkıyorum 2 sabahtır ki, bu beni müthiş mutlu ediyor.. Hem kendime verdiğim sözü tutmanın hafifliği, hem spor yapmanın verdiği hafiflik ile çok iyi hisediyorum..
Beslenme olarak katı kurallarım yok. Aslında işin başından beri (ilk haftaki detoksu saymıyorum), son derece esnek bir program yürüttüm. Mehtap'ın listelerini ve daha önceki diyetisyenimle yürüttüğüm programdaki listeleri -ki birbiriyle örtüşüyorlar- baz aldım..
- Diyet değil sağlıklı beslenme vardı..
- Listeler değil bilinç vardı..
- Kısıtlamalar değil kontrol vardı..
- Ya hep ya hiç değil kalınan yerden devam vardı..
Kendimi başarısız bulduğum, gerçekleştirebilseydim,bulunduğum noktadan beni daha iyi yerlere taşıyacak hususlar da yok değil... Mesela ara öğünü bazen yedim, bazen değil ara öğün, ana öğünü yemeye fırsat bulamadım... Su içmede başarısız oldum... Spor da yukarıda bahsettiğim gibi, kendimi yetersiz gördüğüm alan... Bunların önümüzdeki dönem düzelmesine özen göstereceğim..
Şimdilik geçen haftaya dönük kısa raporum bu şekilde...
Her şey çok güzel olacak...