Ben bu sınıfa kaydolduğumda tüm kurallara, listelere harfiyen uyamayacağımı biliyordum -aile düzeni, iş hayatı, vs...- ama elimden geleni yapmak için söz verdim kendime, öğretmenime, sınıfıma...
Eğer listeyi tam olarak uygulayabilseydim, eminim ki tartıdaki rakam çok daha memnun edici olacaktı. Ben bundan mahrum kaldım ama öyle çok diyet yaptım, öyle çok başladım ve bozdum ki, yine başlamak ve bir süre sonra kendimi suçlar bulmamak adına “iç sesim”e güvendim ve ne derse öyle davrandım. Çünkü biliyordum ki bu sefer o da çok istekliydi ve asla beni yanıltacak fısıldamalarda bulunmayacaktı...
Yanılmadım... Başlangıçtan beri Mehtap’ın Listelerinin rehberliğinde ve en önemlisi de müthiş motivasyonuyla “sağlığıma tekrar kavuşmak için” yürüdüm... Bu yürüyüşte yanımda, kulağımda, aklımda olan diğer yol arkadaşlarım mı?
- Önce motivasyon geldiği için, Öğretmenim ve Sınıfım,
- Sonra öğretileriyle Doktorum Candan Hanım,
- Son zamanlarda farkındalığımı arttırmama vesile olan Ahmet Maranki,
- 2006’da beraber 14 kilo verdiğimiz, ilk onunla tanıştığım “ara öğün, besin değiştirme” kavramlarıyla sağlıklı ve dengeli beslenmeyi öğrendiğim ama “unuttuğum(!)” için yine başlangıca döndüğüm diyetisyenim Güzin Hn.,
- Etrafımda güzel sözleriyle beni kamçılayan eş, dost, arkadaş, hatta sadece bir ‘merhaba’m olan insanlar...
Ah! Sanki çok kilo vermişim gibi, çok abarttım gibi geliyor kulağa... Ama demek ki diyorum “dışarıdan bakıldığında verdiğim fotoğraf öyle feciimiş ki, bu kadarcık bir değişme bile böyle kocaman reaksiyonlara sebep olabiliyor...” Ama görüntü kadar önemli diğer konu - ve hatta daha da önemlisi- verdiğim enerjinin çok daha pozitif olması... Çünkü mutluyum ve bunu yansıtıyorum...
...ve itiraflar:
- Listelere harfiyen uyamadım: Zamansızlıktan ara/ana öğün atlama veya ağır yasaklı olmayan ama liste dışı yiyeceklerden “kontrollü” yeme şeklinde gerçekleşti bu itaatsizlikler.. Ama hiçbir zaman tepeleme bir tabak veya “battı balık” hesabı olmadı..
Bloguma ilk yazdığım yazımın başlığı “işin sırrı dengede” iken,
hayatımdaki diğer tüm dengeleri hep korumaya çalışmışken,
(dengeyi bulmaya çalışırken dengesizlikler yapabilen tüm teraziler gibi) “yemek” konusunda hep dengesiz gittim.
Bu konuda şimdiye kadar “Ya Hep Ya Hiç” yaşadım. Nihayet hayatımdaki bu milad ile “işin sırrı dengede” sözde değil artık... - İlk 3 hafta spor yapmadım: Detoks programımda aynı zamanda bel fıtığım için de tedavi olmaya başladım, fizik tedavi gördüm ve o hafta 4 gün masaj aldım, esneme ve belli kaslara yönelik güçlendirme çalışmaları yaptım düzenli olarak.. Sonrasında spor yapamadım bel fıtığı tedavim yeni bittiği için zorlamamak adına.. ama düzenli olarak haftada 2 gün masaj aldım.. Bugünden itibaren masajın yanında düzenli spor da giriyor tekrar hayatıma; yürüyüş, bisiklet, yer hareketleri, vs..
- Su 2-2,5 litre içemedim: Evet, belki 2-2,5 lt. içmedim ama 5-6 bardak içtim, bunun yanında bol yeşil çay, ilk zamanlar bol metabolizma çayı içtim (son hafta fırsat bulamadım, hazırlayamadım)...
- Besin değişikliklerini düzenli yapamadım: Hocamızın öngördüğü özellikle ekmek, kahvaltı değişikliklerinde başarısız oldum..
- Başardıklarım: Ara öğünde meyveyi yalnız yemedim... Asla abartmadım... Yeşil Çorba'yı 3. haftanın son 3 akşamı içtim, çok sevdim, sonraki günlerde 1 öğün için ve yanında tahıl veya yoğurt ile tüketiyorum...
Yarın "sağlığım ve değişimlerim"den söz etmek istiyorum...
Sevgilerimle