Şimdi yağmur başladı. Hava öyle güzel ki... Bazıları için "kasvetli"dir böyle havalar ama ben severim. Yaprak kımıldamıyor, yağmurun tıpırtaları ağaçların yapraklarında ses buluyor. Martıların ara ara yükselen çığlıkları ve uzaktan gelen dalga sesleri de olmasa, sessizliğin sesini dinleyebilecek insan.
Bahçemdeyim. İki kat hırka giydim, bir de üzerime polar battaniye sarmış oturuyorum. Haziran 25 ama ben yine üşüyorum. Olsun, ben bu havaları çook seviyorum.
Çok uzun süreli oturamıyorum hâlâ daha. Belim geçmedi, bacağıma vuran sancılar da... Bu aralar ataklar biraz azaldı gibi, ya da -yeni gitmeye başladığım- "ağrı tedavi merkezi"ndeki tedavimden dolayı böyle hissediyorum.
Bir arkadaşım tavsiye etti bu yeri. O'na da gittiği bir prof. önermiş. Daha yeni başladım, o yüzden yorum yapamıyorum. 10 seansın sonunda yazabilirim ancak ne kadar işe yaradığını. Ama şunu paylaşabilirim:
ilk seanstan sonra baktım hareketlerim çok rahat, ağrılarım azalmış gibi, kalktım biraz iş yapmaya... o arada sandalyeye çıkıp, düşen asmayı bağlamak istedim, tam inerken de ayağım takıldı ve yumuşak bir iniş yaptım sandalyeden ve yine "ah! belim!" deyip iki büklüm kaldım :((
Tabii böyle davranmamak lazım, tedaviyi sabote edecek davranışlardan kaçınmak lazım... Doktorum da dün kızdı zaten ve "bu süreçte dikkatli olalım" diye nazikçe uyardı.
Doktorumun dediği bir şey daha var: "kilo verelim"
"Ah, verelim verelim de nasıl?"
Demedim tabii..
"Evet, tabi.. Ben de çabalıyorum zaten" dedim...
İnce bağırsağımdaki emilimde problem olduğundan, bazı yiyecekleri dikkatli tüketmem veya tüketmemem gerekiyormuş. Meşhur "YORK" testinin bir benzerini yaptı doktorum. Vücuduma yaramayan yiyeceklerin listesini çıkarttı. 2 ay boyunca bu yiyeceklere yaklaşmamam gerekiyormuş. Mesela 'süt ve süt ürünleri (az miktarda keçi peyniri olabilirmiş), zeytin, karpuz, patlıcan' var ki listede, "peynir ve zeytinsiz kahvaltı mı?" veya "karpuz ve patlıcan yemeden yaz nasıl geçer?" diye sormak istedim ama sormadım. "Buna da şükür "deyip geçtim.
Doktorumun önerisi "açlık ve yokluğunuzu dinleyerek" beslenin şeklinde. Hani 2007'de benim çok sevdiğim ama sonrasında aç kalma süresini dengeleyemeyip, çok aç kaldığım için mide sorunları yaşadığım DKZ sistemi vardı ya, işte aynı söylem burada da var:
- Açlık/Tokluk duygumu geliştirecek ama bu sefer midemde kazınma başlayınca ertelemeyecek, ya bir parça ekmek veya meyve ile hafifçe geçiştirmeye çalışacağım,
- gerçekten acıktığımda "önce mutlaka 1 bardak su ve sonrasında salata ve sebze yemekleri ve sonrasında da istediğim şeylerden ama doyana kadar" yiyeceğim.
- Gıda intoleransı testinde çıkanlardan 2 ay uzak kalacağım. Sonraki 6 ayda da bunları sınırlı tüketerek, sistemimi revize edeceğim.
- Meyve tatlı yiyecekleri açken yiyeceğim.
- Protein ve karbonhidratı aynı öğünde yemeyeceğim.
- Kalorisi yüksek gıdaları tadımlık olarak yavaş ve az yiyeceğim.
- Geceleri yemeyeceğim.
- Haftada 1 veya 2 gün "meyve/sebze/salata/su" orucu tutacağım. Yani bir nev'i detoksu haftalık uygulayacağım.
- Hem belim için, hem tüm vücudum için, egzersiz yapacağım.
- Doğru nefes ve mediatasyon hakkında kendimi geliştireceğim.
Hepsinden öte, bundan böyle "önce can" diyeceğim. Yani demem gerekiyormuş. Nasıl olacaksa... Doktorum "zor ama yapacağız" diyor... "Değişeceğiz! Tüm yaraları, bizi üzenleri, kıranları, birikmişleri, affedemediklerimizi arkamızda bırakacağız ve değişeceğiz!"
Ben de tüm bunlardan ötürü, bu yazıyla "sezon finali" yapıyorum. Yaz boyu nasıl olacağım, nerelerde olacağım belli değil. Allah kısmet ederse, okullarla beraber evime döner, paylaşmaya değer bir şeyler varsa eğer, kaldığım yerden devam ederim.
Herkese gönlünce bir yaz dilerim. Sevgiyle ve hoşçakalın...