22 Aralık 2009 Salı

ordan burdan

Yine yemeklerimi yanımda taşımaya başladım. Ara öğünlerim, öğle yemeğim, hatta meatbolizma çayımın oluşturduğu "mini çıkın"ım ile geliyorum işe.Bu bile, bu küçük görünen eylem bile, insanı "hazır ol" çizgisinde tutuyor.

Her zaman böyle olmayacak, biliyorum. Yani kritik zamanları atlattıktan sonra, sadece ara öğünlerim yine çantamda olacak ama mesela öğle yemeğinde "işyerinde ne çıkıyorsa onu, seçerek ve kararınca" yiyebileceğim için, yanımda taşımayacağım.


* * *


Bu sabah 07.30 gibi televizyonu açtığımda Mehmet Öz'ün TV programı çıktı karşıma. Tekrar yayındı sanırım ve "sağlıklı atıştırmalık seçenekler" konusunda bilgi verdiği bölüm dikkatimi çekti. Öncelikle, seyircilerden 2 kişiyi seçerek, onların "atıştırmalık" tercihlerini aldı. Sonrasında kendi tercihlerini sıraladı (bu tercihler 'snack otomatının' sunduğu seçenekler çerçevesinde yapılıyor):

3. tercihi yer fıstığı
2. tercih çok tahıllı gevrek
1. tercih mısır patlağı

(Bu noktada 1.seyircinin de seçimi Öz gibi mısır patlağı olduğu için büyük ikramiyeyi kazandı :)Bu da magazin boyutu idi :))

Bu tercihleri kalorilerine ve içerdiği maddelere göre yaptığını belirtti Öz. Amacın 'sizi yemek saatine kadar idare edecek, 1 saat sonra tekrar birşeyler atıştırma ihtiyacı hissettirmeyecek şeyler yemek olduğunu' söyledi ve dedi ki: "ATIŞTIRMALIKLAR 200 CAL.DEN DÜŞÜK OLMALIDIR"

Hmm! Bunu sanırım daha evvel de okumuş veya duymuştum. Ama şimdi "görsel" olarak da izlediğim için hiç unutmam diye düşünüyorum.


* * *

Dün akşamki sporum 10 dakikalık "duvar hareketleri" ile sınırlı kaldı.

Bu sabah saati 06.30'a kurdum spor yapmak için... Kalkamadım :(

10' 10' ileri aldım alarmı... Alarm çaldı ben susturdum, alarm çaldı ben susturdum... Tâ ki gerçek kalkma saatim gelene kadar... En sonunda bu sabahki sapor yapma işini akşama bıraktım.

Yemek düzenim ise iyi gidiyor. Dün akşam çay faslında "krizim" tuttu ama atlattım şükür! 3 gündür liste dışı bir şey asla yok! Çorba kasesi ölçüm bir iki kez abartı oldu o kadar... 3 günün "aferin" raporu:

  • Pazar günü; pazar kahvaltısının ekstralarından, 5 çayının yanındaki mamalardan
  • Dün; çiğ köfte partisinden
  • Bugün; okuldaki doğum günü partisinde ikram edilen nefis şeylerden

uzak durdum ve kendime kocaman bir "aferin" dedim.

* * *

Bir de, bu dönem her zamankinden daha bakımlı ve şık olmaya karar verdim.

Çok makyaj sevmem, doğal görünmek tercihim: göz kalemi, rimel ve parlatıcı tüm malzemem... Ama saç konusunda çok dikkatliyim. Kesin bakımlı olmalı. "saçım iyiyse, ben de iyiyim" cilerdenim ben de...

Eskiden büyük beden reyonları "anne/anneanne" kıyafetlerinin olduğu yerlerdi. Allah'tan şimdiki "büyük beden" kıyafetler çok daha modern... Bu konuda şanslıyım. Alışveriş yaptığım 2 mağazanın çalıştığı modacılar çok zevkli kreasyonlar hazırlıyorlar. "Malum bölgeleri", uzun ve modern kesimli tunik, hırkalarla kamufle etmek mümkün artık... Zaten ben de tipik "armut kadını" olarak, o bölgelerle savaş halindeyim :(

Masada otururken gören beni "normal bir hatun" diyebilir ama ayaktayken... Offf... :(

Bugün bir veli geldi, "çok hoş göründüğümü, ne kadar da kilo verdiğimi" söyledi... Teşekkür ettim masamdan, ayağa kalkıp da hayal kırıklığı yaşatmak istemedim, hem O'na hem kendime...

* * *

Her sabah uyanıp da "bugün başlayacağım" dediğim ama akşam olduğunda umudumun ertesi güne kaldığı günler bitti nihayet. Hani derler ya, "Umut iyi bir kahvaltı, fena bir akşam yemeğidir" ... Ne doğru bir söz!

Umut dolu sabahlar ve umutlarımızın eyleme geçtiği akşamlar hep bizimle olsun...