9 Nisan 2010 Cuma

bu neydi şimdi?

Elinde kolonya şişesi, şaşkın şaşkın oturuyor koltukta:

-bu neydi şimdi?


Tüm gün harika geçmiş, sabah-öğle-akşam-ara öğünler tam planladığı gibi, hatta daha iyi... Sıvı alımları, hareket durumları da süper. Akşam yemekten sonraki çay saati krizinde de vukuat yok, harika!

Günün sıradanlığını bozan tek olay, çocukların ne zamandır istediği "z.yağlı sarma".

Epeydir soruyorlar diye hep aklındaymış aslında... Bugün işten erken de gelince; içini yapmış, yapraklarını hazırlamış, akşam yemeğinden sonra da oturmuş sarmış. Aslında bu aşamada başlamış sakatlıklar ya, hadi neyse... Esas kuyruğun koptuğu zaman, sarmaların servis tabağına alındıkları zaman olmuş:
  • "o pişmiş mi, bu çatlamış kimse yemez, şunun yaprağının rengi nasıl da sarı, bu da kalem gibi..." derken 3-4 tane (yoksa 5-6 mı?) sarma götürmüş,
  • hatta sarmaya hazırlık aşamasında ve sararken de "tadı nasıl, tuzu ne âlem, çok mu diri?" şeklinde sıralanan sebeplerle de yarı çiğ haldeki içten tırtıklamış,
  • bu sebeple içi bayıldığından; "bastırmak için ne yesem?" diye düşünmüş, gözü fıstığa gitmiş ama fıstık yememek için, çekmecede bulduğu 1 avuç kadar "bayat" sarı leblebiyi götürmüş,
  • tüm bu faaliyetlerin üzerine, "+ -" hesabı yapıp, yediklerini nötrler diye bir umut 5'i bir yerde diye tabir edilen bitki çayından koca bir bardak içmiş,
  • arkasından Leslie'nin "shortcuts: lower body" videosundaki yer hareketlerini yaparken 30 dakikanın sonunda iyice karışan midesi daha fazla dayanamamış ve isyan etmiş,
  • midesinin, kendisine yapılan bu çöplük muamelesine haklı isyanı neticesindeki reaksiyonu ile rahatlamış ve fakat biraz da kafası karışmış...
Bu reaksiyonun tamamen "ben çöplük değilim!" tepkisi olduğuna, asla ve asla psikolojik bir durum olmadığına inanmak istiyor. Hatta inanıyor.

Buna rağmen, dün yazdığı tüm methiyeleri ve alkışları geri alıyor!


* * *

Aslında leblebiden sonra, kutudaki badem ezmeleri de bana bakıyordu ama büyük bir irade göstererek(!) yemedim! 2 kere kutunun yanına kadar gidip, sonra "Yarın sabahki kahvaltında tatlı var, o zamana sakla arzunu!" deyip kendime, uzaklaştım oradan...
O an başımda olan aklım, diğer zamanlarda nereye gitmişti bilmiyorum ve hâlâ soruyorum:

Sahi ya, "neydi bu şimdi?"...