14 Nisan 2010 Çarşamba

leylek havada...

Dünkü mecburi mini İstanbul seyahatinden sonra, bugün de annemlerin grubuna takıldım:


Önce Ortaköy'de kahve keyfi;


(o eksik 1 parça çikolata benim tarafımdan ara öğüne binaen yenmiştir :))


Ortaköy'de 1 saat mola ve sonra Emirgan'a doğru yola koyulduk.





... ve nihayet Emirgan :))
(kaç senedir lale zamanı gitmek isteyip gidemediğim...)

 




Köşklerde saat 13:00'e kadar açık büfe kahvaltı devam ettiği ve yemek servisi saat 13:30'de başladığı için, en makul öğle yemeği seçimimiz tost ve çay idi:




İkindi ara öğünümü yanımda götürdüğüm;
  • yeşil elma (1/2),
  • 1 adet kayısı+ceviz ikilisi ve
  • Halk Ekmeğin (bu aralar çok revaçta imiş) fındıklı&üzümlü ekmeği (1/2)
ile yaptım. Aslında; frambuazlı parfe, kestaneli, karaorman meyveli, çikolatalı pasta seçenekleri  çok cezbediciydi ama canım istemedi! Evet, ben de hayret ettim ama öyle... Yavaş yavaş "normalleşiyor muyum" acaba?

Dönüş yolunda "bunu hep yapmalıyız" dedim ablama. Her hafta bir yeri gezelim, keşfedelim, daha evvel keşfedip unuttuysak hatırlayalım. "Tamam, programı sen yap" dedi... Haftaya değil, ondan sonraki hafta başlıyoruz inşallah! Bu Cuma, kuzenlerimle kahvaltıya gidiyorum. Kısmetse, hafta sonunda da arkadaşlarla program yaptık.

Kısacası baharla beraber hareketleniyoruz. Oturmak yok!

Hani bir tekerleme vardı;

Leylek leylek havada,  yumurtası tavada... diye.

Ben de leyleği havada gördüm bu sene :))