4 Mart 2010 Perşembe

pas geçiyorum!

Kaç günden beri bu günü düşünüyorum.

Yani, hesap gününü!

Pazartesi sendromundan başka, bir de başıma "ayın 4'ü sendromu" çıktı!

Çünkü o gün, "ak-kara" belli oluyor. "Kaçamaklar" yüze vuruluyor. Kimse kimseyi kandıramıyor.

İşte bu yüzden kaç gündür "ne yapsam da, şu ayın 4'ünü ötelesem?" diye düşünmekteyim. Hani işini zamanında bitirmeyen memur, ödevini gününde teslim etmeyen öğrenci misali... Ek süre koparırsa, o an için onlardan mutlusu olmayacaktır ya, aynen öyle!

Mesela, 4'ü değil de, 14'ünde vereyim raporumu.


(İÇ SES: Bu kadar zaman olmamış da, 10 günde ne mucize bekliyorsun?)



-10 gün'cük daha verin bana...


(İÇ SES: Ah! 10 günün, 10 gün'lerin kıymetini bilmediğin için ya bu tasa!)




-Ben bu gün "pas geçmek" istiyorum.

Bugün tartıdaki rakamı yazmamak, kendime bile söylememek istiyorum.

Kendimle yüzleşmek falan da istemiyorum.

Yüzleşe yüzleşe iyice "yüz göz olduk" zaten!


Aslında 1 Mart'da ;
  • yeni bir gün
  • yeni bir hafta
  • yeni bir ay
  • yeni bir mevsim

çerçevesinde "yeni bir ben" için çalışmalara başladığım gün tartıldım.

İlk şoku o zaman yaşadım ben zaten.

Sonra bu sabah "rutin ayın 4'ü" çerçevesinde yine tartıldım.

1 Mart'daki rakama nazaran süper, göbek atmam lazım.

Ama geçen ayın 4'ü ile kıyasladığında da otur ağla!

O yüzden; ileride bir gün yazacağım ama bugün yazmıyorum!

Kendime bile dürüst olmuyorum.

Lütfen, bu kadarcık hakkım olsun.

Anlasana, "azimsizliğim konusundaki azmimden dolayı" utanıyorum!



(İÇ SES: ... )