23 Mart 2010 Salı

üşümenin analizi

Dışarıda hava öyle güzel ki...

Ama evler henüz ısınmadı, soğuk ve ben çook üşüyorum. Bunun için de, sabah "ne giysem" diye düşünürken, yine elim balıkçı kazaklarımdan birine gitti ama sonra "komik olma" dedim kendime. Bir gömlek geçirdim üzerime ama kalınca ve uzunca(!) bir hırka da giyip, günü kurtardım.

Bu aralar çok üşüyorum yine. Acaba -zaten devamlı altlarda olan- kan değerlerim iyice mi düştü? Bir ara baktırmalıyım.

Belki de psikolojik bu üşümelerim.

Neden?

Üzerinize afiyet, hafif bir mutsuzluk halleri var yine üzerimde. Çünkü "terazi"liğim tuttu yine. Bir kararsızlık ki sormayın gitsin: o yoldan mı gideyim, buradan mı, yoksa öbür kestirme olan mı iyidir?

Aslında vizyonum tamam, amaçlarım tamam, vizyonuma odaklanma ve o odak noktasını yakınlaştırma da tamam. Eee? Otobüse binip, direksiyona da geçtim ama son anda "akıl karıştırıcılar" iş başına geldi ve farklı farklı yollar türedi karşımda! Ben de kaldım iki ara bir derede... Hangisinden gitsem?

  • Klasik "3ana+2-3 ara öğün" öğretisi mi,

  • yoksa; bir zamanlar inanmadan başladığım ama sonra nasıl oldu bilmeden, bana mucize gibi bir şey yaşatan, DKZ mi?

  • veya geçen mayıs ayında yaptığıma benzer bir detoksla kendime geliverme mi?

(hatta; çayıra salıp kendimi, mevlamın kayırmasını beklemek de ara ara yoklamıyor değil beynimi! "yeter ya, ne uğraşıp duruyorsun şu fani dünyada... ye iç, keyfine bak..." diyor bir yerlerden gelen sesler, ben de "kışkış... iptal... iptal..." deyip kovuyorum :))

...

Öyle veya böyle otobüsüm yoluna devam ediyor. Hangi yol olduğu, elbette ki önemli. Ama daha önemlisi, hedef!

Hedefim, şu dolapta beni bekleyen etiketi dahî çıkmamış tiril tiril kıyafetlerimi bu yaz giyebilmek!

Biliyorum; onları giyebilsem, üşümem geçecek, kalın & uzun hırkalardan kurtulmam da kolay olacak...